8 Aralık 2017 Cuma
Doğanın tüm güzelliklerinin cömertçe sergilendiği bir belde olan Ordu, deniz turizmi imkanları bakımından Doğu Karadeniz bölgesinde en şanslı il durumundadır.
Bölgenin en temiz kumu ve bölgenin en uzun kıyı şeridine sahiptir. Kıyı şeridinde, birbirinden güzel koylar, doğal ve sağlıklı plajlar ve çeşitli mesire yerleri mevcuttur.
Yeşil ile mavinin hünerlice kucaklaştığı şehri; şair şu dizelerle anlatmaya çalışmıştır.
Ben Ordu'yu anlatırken bütün şiirler susar
Elvan elvan bir sis alır başımı
Tenim yağmur olur gökyüzünde
Ruhum çocuklaşır ninni ninni
Dalgalanır bu masal denizinde.
Peştamalın moru kıskanır diye
Ben Ordu'yu anlatırken söyleyemem
Bin bir tonda o yemyeşil kuşağı
İncir dalında, yosun kuytuda
Emine kız gözlerinde söyler
Oysa yedi ton yeşil kokar Ordu sokakları.
Elvan elvan bir sis alır başımı
Tenim yağmur olur gökyüzünde
Ruhum çocuklaşır ninni ninni
Dalgalanır bu masal denizinde.
Peştamalın moru kıskanır diye
Ben Ordu'yu anlatırken söyleyemem
Bin bir tonda o yemyeşil kuşağı
İncir dalında, yosun kuytuda
Emine kız gözlerinde söyler
Oysa yedi ton yeşil kokar Ordu sokakları.
COĞRAFYA
Ordu, kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Giresun, batısında Samsun, güneyinde Sivas ve Tokat illeriyle çevrilidir.
Genel olarak dağlık olan Ordu İlinin önemli dağları Canik ve Karadeniz Dağlarıdır. Dağlar kıyıya paralel uzanır. Batıdan doğuya doğru yükseklikleri artan bu dağlar, akarsular tarafından kesilerek derin vadiler veya yaylalar meydana getirmişlerdir. Bu yaylalarda yüksek tepeler bulunur.
Ordu'da tipik bir Karadeniz iklimi hakimdir. Kışlar serin, yazlar ılık geçer. Yılın hemen hemen bütün aylarında yağış vardır.
TARİHÇE
Tarihçilerin yaptığı araştırma ve kazılarda, Ordu ve çevresinde ilk yerleşim izlerinin M.Ö.15 bin yıllarına kadar uzandığı görülmüştür. M.Ö. 2 bin yıllarında Doğu Anadolu'nun iç kesimlerinden, Karadeniz bölgesine gelen Halipler yörenin dağlık kesimlerine yerleşmişlerdir. Uzun süre bu bölgede varlıklarının sürdüren bu kavim maden işleme sanatında ileri gitmiş ve tunçtan mükemmel silahlar yapmışlardır. Yörenin özelliğine göre ahşap malzeme kullanan bu kavmin kalıntılarından bugün fazla bir eser kalmamıştır. Bununla beraber Eskipazar bölgesinde, Bayramlı adı verilen Eski Selçuk dönemi yerleşmesinin adı, 1398 yıllarında Halipia adı ile anılmaktadır.
Yıldırım Beyazıt'ın tarihte Samsun'u ele geçirmesi ile Halipia emiri Giresun Fatihi Hacı Emirzade Süleyman Bey Osmanlı hakimiyetini kabul ederek, bölgeyi Osmanlılara terk etmiştir. Ordu ili M.Ö. I. Binde Hitit hakimiyeti sınırları içine girmiştir. Kotyora ise VIII. yüzyılda Miletliler tarafından kurulmuştur. Şehrin bugünkü Bozukkale mevkii olduğu belirtilmekte ise de, kale küçük ve XI. yüzyıllarda yapılmış bir karakoldan başka bir şey değildir. Çevrede de şehrin varlığını kanıtlayacak Arkeolojik buluntulara rastlanılmamıştır. Muhtemelen eski Kotyora'nın yine Bayramlı civarında Delikkaya ve yöresinde bu bölgede bulunan çok sayıdaki arkeolojik verilerden anlaşılmaktadır.
Ordu toprakları Medler ve Perslerin yaşantısına da sahne olmuştur. M.Ö. 400 yıllarında 10 binlerin Ric'atı sırasında Ordu'nun antik şehre gelişi ve meşhur Ksenefon nutuklarına sahne oluşu önemli tarihi bir olaydır.
Ordu ili daha sonraki devirlerde Roma ve Bizans hakimiyetine girmiş ve 1204-1264 yılları arasında ise Kommenus toprakları sınırları içinde kalmıştır.
XIII. yüzyılda Selçuklu Devleti sınırları içinde yer alan Ordu, XIV. yüzyılda Osmanlı egemenliğine girmiştir. Ordu ilçesi 1920 yıllarına kadar Trabzon vilayetine bağlı bir kaza iken, 17 Nisan 1920 tarihinde merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağına bağlı olan Fatsa kazası da Ordu'ya bağlanmıştır.
Ordu'ya 13 km. uzaklıktadır. Perşembe İlçesi bir kıyı şeridine kurulduğu için, doğal plajlara sahiptir. İlçenin tarihi ve arkeolojik değerlerinden biri de Yason Kilisesidir.
Vona adı ile anılan Perşembe İlçesinin M.Ö. VIII.yüzyılda Yunan kolonistleri tarafından kurulduğu tarihi kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Ordu’nun 13 km.batısında kurulmuş olan bu kasabanın tarihi, Fatsa ve Yasun’un tarihleriyle birlikte yaşanılmıştır.
Vona, Ünye ve Fatsa ilçelerimiz gibi türlü kavim ve milletlerin hegemonyasından uzun zaman kurtulamadığı için, tarihte önemli bir yer alamamıştır. Anadolu Selçuklularının yıkılmasından sonra, Vona (Perşembe) toprakları da Hacı Emir Beyliği’nin idaresi altına girmiştir. Fatih’in Trabzon Rum İmparatorluğu’nu ortadan kaldırmasiyle bu bölge de 1461 yılında Osmanlıların eline geçmiştir.
Kâtip Çelebi Cihannümasında, Canik livası kazaları arasında Vona’yı da zikretmektedir.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, Vona’nın Fatih devrinde Osmanlılara geçtiğini, Canik Sancağında Subaşılık olduğunu, halkının çoğunun Tuna Türkleri olduğunu nakletmektedir.
Vona, önceleri köy iken, sonraları bucak ve 1945 yılında da Perşembe adı ile ilçe haline getirilmiştir.
Hoynat Kalesi:
Perşembe ilçesinin 20 km, kuzeybatısında ve turistik yolun sağındaki adacığın üzerinde, ortaçağdan kalma bir kale vardır. Yıkık olmasına rağmen, zamanında burada oturulduğu, kale duvarları, burç izleri ve yapı kalıntılarından anlaşılmaktadır.
Kurtuluş Kalesi:
Perşembe İlçesi’ne 20 km. uzaklıktaki Kurtuluş köyünde, Romalılar tarafından yapımına başlanarak, Bizanslılar tarafından tamamlanan ve Fatih zamanında onarım gören Kurtuluş Kalesinin, bugün temel taşlarından başka bir şeyi kalmamıştır.
Jasonum – Yason:
Perşembe İlçesi’nin 22 km, batısında Yason Burnu’nda, zamanında büyük bir kasabanın kurulduğu, bugünkü kalıntılardan anlaşılmaktadır. Yason Feneri’nin bulunduğu burunda çok eskiden kalma bir kilise yıkıntısı vardır. Yason kasabasının en büyük dini ayin yerlerinden olan bu kilisenin; akın, yağma ve yakıp yıkmalar sonunda yok olduğu, yıkıntıları üzerine Rumlar tarafından yeniden bir kilisenin yapıldığı anlaşılmaktadır. Kapısındaki (1866) tarihinin yapılış değil; onarım tarihi olsa gerekir bu kilisenin.
Perşembe, Medreseönü' nden görüntüler
